24 Şubat 2014 Pazartesi

Bugün Benim Doğumgünüm!

Haydi bakalım kutlu olsun..

Şuracıkta kutlayayım kendimi rahatça.. İyi ki doğmuşum yahu..
Sayemde hayata kan geldi can geldi, aileye mutluluk geldi, iş yerine eğlence geldi, kocama kadın geldi (hahahah bu olmadı ama neyse)..

Bu abartılı şahane doğum günü mesajı sonrası, gerçeklere ve normallere dönelim. Yes ay em 31 yiğırs old.
30 ların başı işte..,

Geçen sene 30'un şokunu yaşadım bu sene 31'i gayet sünepe bir biçimde kutlamaktayım.. Yani hiç bir şey yapmıyorum, nedense çılgın eğlenceler falan olmadı bu sene.. Ee zaten pazartesiye gelmiş bir doğumgününden fazla şeyde beklememek lazım..

İş yerinde Hülyacığımın karanfilleriyle odaya girdim.. Daha sonra Erdem'ciğimin çiçeği, Gülistan'ın kanaviçe işlediği havlu, şimdi de Pınar'ın aldığı kitap ve minik tablosu... Şimdilik günümü güzelleştirenlerle çok mutlu bir pazartesindeyim bakmayın, ne güzel iyi ki varlar, kutlayan, seven, gelen, giden, yazan herkes...

Nice mutlu sağlıklı sevgi dolu yaşlara inşallah.. Kendime ödül, bugün bolca yemek yiyeyim o halde :))




13 Şubat 2014 Perşembe

Fazla Sosyallik Mevzusunu Açalım Biraz...

Evet yine şapşal Merkür rötarda, oldukça zorlu iletişim yollarından geçiyorum, herkes her dediğimi yanlış anlıyor, talihsizlikler beni buluyor falan.. Neyse ben geçen hafta yarım kalan sosyallikten ölme halimi yazacaktım..

Geçen hafta..İnsaflı olalım, normal mi bir düşünelim...

01 Şubat Elçin'in Doğumgünü: Zaten bloğumda yazmıştım sıkılarak gittim ama gittim diye Bakınız:  "Hafta Başı, Salla Başı, Al Maaşı"
Ay bu bağlantılar nasıl yapılıyor öğrenmem gerek.. Neyse çirkin oldu ama oldu. Hmm özetle: Taksim Teras'te Yemek ve Babylon Loung'da Radyo Eksen partisi

04 Şubat Klasik Kemençe dersi: Klasik program, her salı böyle..

05 Şubat Seval-Muzaffer Davet: Lale'nin arkadaşı (Lale kayınvalidem, yazmış mıydım daha önce günlük?) Seval ve Muzaffer'in evliliklerinin 14. yılı sebebiyle oturdukları sitenin sosyal tesisinde verdikleri yemeli, içmeli, müzikli davet.. Çok güzel bir geceydi, bol tangolu, danslı ve oldukça güzel yemekli..

07 Şubat Özcan Abinin Doğumgünü: Evet Cuma akşamı yemek sonrası Özcan abimizin doğumgününü kutlamaya onlara çaya gittik, Özcan abinin sevdiği börekten yaptım bir de minik hediye çok hoşlarına gitti.

8 Şubat Cumartesi..BoMbA GüN:
Sabah Kahvaltı: Kuzen Banu'da. Amcamlar, annem abim herkes büyük geniş bol yemeli kahvaltı..
Öğlen Yemeği: Elçin ve Kamer ile birlikte dışarıda.
Akşam Üzeri: Umre'ye giden teyzemde.. Ona ve diğer teyzeme yaptırdığım hediyeyi verdim, bol dualar ettim falan..
Akşam: Diğer teyzem, diğer Umre hediyesi
Gece: Annem... Neymiş ona da uğramam gerekiyormuş çünkü bilmem nereden sipariş ettiği tereyağını almam gerekmiş :)
Oki aldım...

9 Şubat Pazar, Anadolu Kavağı'nda Kahvaltı: Haftalar öncesinden konuşulmuş, üniversiteden arkadaşlarımla planlanmış kahvaltı.. Gitmesem olmaz, çok ayıp! Gittim.. Sercan'ı yataktan kaldırmayı bir bana bir Allah'a sorunuz... Neyse Elif-Cem ve Dilşad-Apo ile güzel bir kahvaltı..

Öğle: Sabah mesaj atan İlkim'le Fenerbahçe'de buluşma.. "Ilgın sen yorulma, biliyorum tez yazmak için kendini eve kapattın ama ben gelirim senin oralara kahve içmeye".. Bennn kendimi kapattım ha? :) iyiymiş...
Tabii ki kıramadım ve geldi yemek yedik, sohbet derken. Tatlı belam Elçin'im aradı beni :)) Nerdesin seni göreceğim diye.. Bende satayım anasını gel sende gel Fenerbahçedeyim dedim. Neyse geldi İlkimle tanıştı ay biz bir muhabbet bir muhabbet oofff! Çok güzel bir akşamdı.. Ama ben saat 7 gibi kalkmayı istedim, sanırım Elçin'e biraz ayıp oldu ama kafam kazan olmuştu genel olarak.. Neyse eve gelip yaklaşık bir saat sessizce oturdum...

12 Şubat Çarşamba: Sercan'ın stüdyoya girmesini fırsat bilerek annemi çağırdım gel bizde kal kız kıza oturalım diye, o da eski komşumuz Fatma ablayı da çağırdı derken ben yine mutfakta börek, çörek çay taşımaca :)) Ama güzeldi yinede... Mustafa öldü +Muhteşem Yüzyıl (Ask-i Derûn) 'da bi baktık biraz kapattık falan.. Sonra baktım sosyal medya yıkılmış.. Diziyi izlemiyorum ama etkilemiş sanırım herkesi..

Bugünnnn?:)))

13 Şubat Perşembe Kuzenlerle taksimde buluşup meyhane yapacağız.. Denizli'den kuzenim geldi napalım :))

Yarın ise Semra, Nihan, Duygu grubu ve kocalar ve ve ve bekar erkeklerle (Sercan'ın arkadaşları) Yelken Kulüp'te Ata'yı dinlemeye gideceğiz.. Romantik Sevgililer günü hali.. (mi?) :)) Çöpçatanlık işte.. Semra ve Duygu'ya Burak, Deniz ve ya İbo..Düşündük biz ama bilmem :))) Neyse komik bişiler...


EEE Normal mi bunlar?
Bence değil..
Bunların ikisini üstüste yapıp bayılanı biliyorum..
Neyse Allah sağlık sıhhat ve böyle bol sevilmeyi nasip etsin herkese, sonuçta herkes kıymet veriyor da beni görmek istiyor ya da davet ediyor, yine bir çok şükür yeni bir çok şükür...


Ps: Geçen haftaya dair elimde kalan tek görsel teyzemlere yaptırdığım Umre hediyesi,el işi kristal tespihler.. Güzel oldu mu ki acaba, beğendiler ama.. Bilemedim.












11 Şubat 2014 Salı

Bir Minik Ofis Böceğiyim!

O halde sondan başlayalım.

Şu anda iş yerindeyim ve çalışırken müzik dinleme çabasındayım. Bunun onlarca ama onlarca sebebi var. İlk olarak odamın genişliği, büyüklüğü bunun nedeni. Tabii ki sadece fiziksel büyüklüğü değil mevzu, insan dolu, 20 kişi aynı odadayız. Hepsinin çayı, çişi, kahvesi, telefonu derken içerisi acayip bir gürültüyle sarsılmakta, haaa muhabbetlerini de demiyorum..! İşe 09.30’da gelen Nihat Bey her sabah vapur maceralarını ya da kafasına takılan bir soruyu, ya da ailevi mevzularını yada teknoloji problemlerini bağıra bağıra bir masadan diğerine anlatmasa olmaz, gerçekten rahatlamaz…O yüzden bana müzik sistemi lazım, sağlamından!Telefona ve ya bilgisayara yüklenilen müziklerden baymış durumdayım.. Ancak çalıştığımız bilgisayarlarla hiçbir siteye giremiyoruz. Bırak Youtube, Facebook’u radyo bile dinleyemiyoruz.. Tüm siteler engelli!Oh shittt…İşte tam bu noktadayım…!!

Neyse yinede bir hal çare bulunuyor tüm çözümsüzlüklere, kaçak göçek bir siteye girdim, şimdi oradan bir iki şarkı dinlemekteyim..Aslında ben geçen haftamı nasıl geçirdiğimi yazacaktım ama tam radyo muhabbeti yaparken biri tepemdeki ışığı kapattı..Tam da şu an okuyucum! Işıklar çiftli yanıyor ve 4 masanın ikisini bir tanesi, diğer ikisini bir tanesi aydınlatıyor..  Bilgisayara bakarken parladığından kapatmak istedi, ama ben karanlıkta kaldım..Off en sevmediğim şey karanlıkta çalışmak çok zor…Ay Allahım yazım amacından saptı, iş yeri ve hımbıllıkları adlı esere dönüştü.. Yazıyı ikiye bölelim o halde..

Şimdilik bu bu kadar, radyom çalışmıyor, ışığımı kapattılar ve gürültü devam ediyor.


Bol performans, bol verimlilik diliyorum herkese, ıkının tıkının işinizi yapın misal şu an ben öyleylim….



3 Şubat 2014 Pazartesi

Hafta Başı, Salla Başı, Al Maaşı

Pazartesi sendromunda değilim, sadece hayallerim var..

Misal hemen akşam olsun, eve gideyim spor yapayım.
Hemen akşam olsun Klasik Kemençe'me kavuşayım gibi..

Oldukça makul ve yerinde istekler bence.
İş yerine gelip sevgili arkadaşım Kübra'nın bilmemne evlerinin çekilişine katılması ve çekiliş sonuçları hikayesi, bilmem kaçıncı evini satın alıyor alması lakırdılarından baymış, tatil dönüşü büyük bir hırs içinde sabahın 8'inde bunlardan konuşuyor olmasını oldukça hayretlerle izliyor durumdayım. Oysa ben, elimdeki minnicik parayla ikinci el araba bile seçmeyi becerememişken insanlardaki bu hırs, beceri ve para manyaklığıyla dolu yaşam stillerini takdirle izliyorum.. Benimse eve gideyimde yukardakilere ek olarak bir de zeytinyağlı kereviz pişireyim, ooh mis gibi yeriz yoğurtla hayallerim bu noktada oldukça saf sanırım sevgili okuyucu..

Hafta sonu geçti, sosyallik meselesini merak edenler için açayım.. Cumartesi sabahı 9'da uyandım ve kendime "yooo hayır ben buna hazır değilim" dedim.. Oysa ki kalmalıydım, kahvaltı etmeli 1 saat beklemeli spor yapmalı ve şahane mi şahane bir cumartesi geçirip akşamda Elçin'in doğum gününe gitmeliydim.. Ama uyanamadım, olmadı, tekrar yattım be uyandığımda saat 12 idi.. Kalktım ve gerçekten kolumu kıpırdatacak halim yoktu. Kahvaltı, biraz tv karşısında dinlenmece, vitaminler derken azıcık enerji bulup sporumu yaptım, sonra tekrar nakavt.. Uyu uyu uyu.. Koca cumartesi uyudum. Elçin'in doğum gününe gittim ama zooorla zorla gittim ve orada zoorla zooooooorla durdum...

+Asmalı Mescit'de +Tavan Arası'nda yenilen yemekten sonra +Babylon Lounge'a gittik ve +Radyo Eksen'in partisindeydik. Ben açıkçası pek eğlenmedim. Ya bir şeyi yapmak istemiyorsam zorla aman kimse kırılmasın diye yapıyorsam gerçekten olmuyor, çok zorlanıyorum. Elçin bunu pek anlamadı yüzüm hep gülüyordu gerçi ama, 1 gibi kalktık ve n'oldu sıkıldınız mı sorularından pazar günü dahil olmak üzere pek kurtulamadım :)) Yok Elçin çok eğlenceliydi niye sıkılalım? Zaten Elçin'in ne suçu var benim şapşallığım...

Pazar desen yine bi halsizlik ve betim benzimin atma durumu.. Evden çıkamadım.
Çıkamadık..
Sercan geçtiğimiz hafta aldığı bas gitarın sevinciyle evde sürekli bas çalıştı, gitti ufak bir amfi-anfi?? aldı..
Ben ise klasik kemençemle mümkün olduğunca uzun bir pazar geçirdim..

Zaman aktı gitti işte okuyucu..


Ps. Bu da bas gitarımız



1 Şubat 2014 Cumartesi